Batik Sanatına Dair

3 Mayıs 2023 0 Yorum

Nurcihan Velioğlu

Sanat, uzun soluklu bir yol, sanatçı olmak, bu yolda durmadan dinlenmeden koşmayı gerektirir. Sadece koşmakta yetmez; kendinden önce yapılanları araştırıp inceleyip onlardan farklı, özgün bir kişilik yakalamak gerekir. Sanat alanında o kadar şey denendi ki daha yapılacak bir şey kalmadı diye düşünülebilir. Ancak şu bir gerçek ki henüz denenmeyen, yapılanlardan çok daha fazladır. Araştırdıkça çalıştıkça yeni yeni şeyler çıkar ve yeni ufuklar açılır.

Ülkemizde pek bilinmeyen bir teknikle sanatın kapılarını zorlamaktayım. Batik tekniği ülkemize Uzakdoğu’dan gelen bir tekstil sanatıdır. Malezya, Endonezya, Çin vb. ülkelerde hala yaygın olarak uygulanıyor. Ancak ülkemizde pek bilinen bir teknik değil. Bu teknik doğal ipek ya da pamuklu kumaşlarda uygulanır. Birçok değişik teknikleri olmakla birlikte en yaygın olan bağlama ve mumlu teknikleridir.

Çalışmalarımı mumlu batik tekniği ile üretiyorum. Bu teknik ipek böceğinin kozasını örmesi gibi sabır ve özen gerektirir. Sanatçının hareket alanı sınırlıdır. Ancak tekniğinin son aşamasında kumaşın bazı yerlerindeki mumlar karıştırılarak boyaya atıldığında olağan üstü olanaklar ve renk geçişleri elde edilir. Daha önceden bilemediğiniz güzellikleri ortaya çıkar. Bu haliyle ebru sanatı ile benzerlik gösterir.

Karadenizli bir sanatçıyım. Karadeniz’de, bir günde güneşi, sisi, yağmuru ardı ardına yaşarsınız. Güneşi ak bir bulut perdeler, bulutlar yağmurlaşır, gök gürültüleri insanı ürpertir. Etrafınıza tek tek damlalar düşer. Yağmur taneleri yaprakları döverken, yağmurun hızla size geldiğini duyarsınız. Az sonra yağmur diner. Havaya mis gibi bir toprak kokusu yayılır. Hava tertemiz yapraklar cilalanmış gibi olur. Güneş tekrar kendini gösterir. Sizlere de yüzlerce renk tonunu seyretmek düşer.

Konularımı doğup büyüdüğüm bu coğrafyadan alıyorum. Onun için konu amaç değil bir araçtır. Kompozisyonlarımda, peyzajlarımda, fındık bahçelerimde, çay toplayan kadınlarımda, balıkçılarımda, martılarımda yer yer minyatürlerdeki etkiler görülür. Ele aldığı her nesneyi ihtiyacına göre deforme ederek ya da stilize ederek işlemekteyim. Perspektif tasası yerini düz renk lekelerine bırakır. Bu haliyle geleneksel minyatür sanatı ile gizli bir bağ kurmaktayım.

Uzun soluklu bu sanat yolculuğumda, Karadeniz’in güzel doğasını kendime has tarzımla size daha nice güzellikler sunmayı umut ediyorum.

Kumaş üzerine rezerve yöntemi kullanarak gerçekleştirilen bir boyama desenlendirme yöntemi olan batik, kapatma malzemesi olarak mum, parafin veya başka maddeler (pirinç lapası, çamur, reçine) kullanılarak yapılan desenlendirme çalışmalarını kapsamaktadır. Öte yandan bağlama, dikiş gibi tekniklerle de boyanın kumaşa nüfuz etmesi önlenebildiği ve bir çeşit rezerve sağlandığı için batik kapsamı altında ele alınabilmektedir. Bu tekniklerle de kumaşta koruma, boyama ve desenlendirme yapılmaktadır.

Günümüzde Endonezya, Hindistan, Japonya, Çin, Afrika, İran ve birçok ülkede yaşayan batik tekniğine Türkiye’de ise geleneksel olarak Bervanik baskıcılığı, mumlu bez, mavi bez, mavi öncek gibi adlarla rastlanılmaktadır. Malatya ve özellikle Adıyaman’da uygulanmakta olan bir el sanatı olarak bilinen batik, geçmişten günümüze sosyal yaşamda, özel günlerde, günlük kullanımda ve kültür taşıyıcısı ürün olarak iç mekân dekorasyonlarda ve aksesuarlarda kullanılmaktadır.

Batik, ülkemize Uzak Doğudan gelen bir tekstil sanatıdır. Malezya, Endonezya, Çin gibi ülkelerde hala yaygın olarak uygulanmaktadır. Fakat ülkemizde pek de bilinmemektedir.

Batik, doğal ipek ya da pamuklu kumaşlarda uygulanır. Birbirinden farklı olarak bir çok tekniği olmakla birlikte, en yaygın olanı bağlama ve mumlu teknikleridir.

Çalışmalarımı mumlu batik tekniği ile üretmekteyim. Bu teknik ipek böceğinin kozasını örmesi gibi sabır ve özen gerektirir. Sanatçının hareket alanı sınırlıdır.

Ancak bu tekniğin son aşamasında kumaşın bazı yerlerindeki mumlar karıştırılarak boyaya atıldığında olağanüstü olanaklar ve renk geçişleri elde edilir. Daha önceden bilemediğiniz güzellikleri size sunar.

Batik, bu haliyle ebru sanatı ile benzerlik gösterir. Batikle tanıştığımda hissettiğim duygu kendi irademin dışında var olan, farklı bir iradenin varlığını fark etmek oldu ve bu durum beni çok heyecanlandırdı…

Batik çalışmasında kişinin iradesinin dışına çıkan çatlaklar meydana gelir. Yaşamda böyledir… Hayatla ilgili planlar yaparsınız fakat hayat sizin zihninizde şekillendirdiklerinizin dışına çıkar ve tekrarı da yoktur… Bu teknik bu nedenle bana yaşamı hatırlatır.

Kendi algılarıma göre özgürce oyun oynayabildiğim bu teknikle çalışmalarımda bir mesajdan ziyade acıları bir tarafa bırakarak iç dünyamdaki çocukluktan gelen saf ve güzel duyguları, kaybedilen zamanların huzurunu ve sevgisini tekrar tekrar yaşatıp; o sıcaklığı ve akışı renklerde, fırça izlerinde, dokularda hissettirip yaşatmayı arzulamaktayım…

1994 yılında başlayan bu serüven yapmış olduğum tablolarla ulaşamadığım yerlere; seyir halindeyken taşınan bir çantayla, evin bir köşesini renklendiren yastıkla, saça takılan bir fular gibi yollarla kişinin gündelik hayatına temas etme düşüncesi ile başladı.

Adını koyamadığım hislerin sanat yoluyla bir başkasında dile gelme düşüncesi, karşılıklı bir dil kurarak temasta bulunma gayesi ve sanatı gündelik hayatın akışına katma isteğiyle ortaya çıkan ürünlerim, günlük hayatta herkesin estetik duyarlılığı yakalamasını ve yaşamasını hedeflemektedir.

Markamız içerisinde yer alan her bir ürün tıpkı parmak izlerimiz gibi kendine özgü ve eşsizdir.

Bu düşünceler ışığında yine kendi dünyamla bütünleşen farklı markaları bünyemiz altında ağırlayıp, misafir etmekte ve yine sanatın gücüne inanarak yol almak isteyen, tüm yeni yol arkadaşlarımızı da emeklerini sergilemek adına beklemekteyiz.