Açıklama
Bu kitap, Mehmet Emin Resulzade’nin 1930’ların sonlarında Avrupa’da yaşadığı dönemde yazılmış ve büyük şair Nizami’nin 1941’deki 800. doğum yılı anısına ithaf edilmiştir. Bu dönemde Nizami için İran’da ve İran dışında anma törenleri düzenleniyor, onun İran ya da Fars şairi olduğu vurgulanıyor ve kabul ediliyordu. Ancak Resulzade’ye göre Nizami, Farsça eserler yazsa da bir Fars şairi değildi. Aslında Resulzade, Azerbaycan’da yeni bir kimlik inşası için Nizami’yi benimsiyordu.
Resulzade bu eserinde, İran’da neden Türk hanedanları Farsça’yı devlet dili olarak benimsemişer? ve Fars edebiyatı neden bu kadar öne
çıkarılmıştır? sorularını tartışıyor. Resulzade, bu sorulara cevap verirken çeşitli teorik genellemelere de başvurmuştur. Kitabın en dikkat çekici bölümlerinden biri, “Türk hâkimiyeti altında Fars edebiyatı” başlıklı bölümdür. Bu bölümde Resulzade, şu soru üzerinde durmuştur: “Neden bin yıldan fazla bir süredir İslam’ın doğduğu topraklarda hüküm süren hanedanların neredeyse tamamı Türkken, klasik İslami Türk edebiyatı, Fars edebiyatının gelişmesinden 3-4 yüzyıl sonra ortaya çıktı?” Bu soruyu tartıştıktan sonra Türk hükümdarlarının Farsça yerine neden Türkçe kullanmadığını sorar. Resulzade, bu sorunun açıklamasında ilk olarak, Türk hanedanlarının göçebe bir geçmişi olduğunu ve yerleştikleri topraklarda yerel kültürlere uyum sağladıklarını belirtir. İkinci olarak, Türk sultanları, Arap merkeziyetçiliği ile mücadele ederken Farsçanın yayılmasına yardımcı olan yerel Fars aydınlarını kullanmak zorunda kaldılarını vurgular. Üçüncü olarak, Fars dilinin bürokrasi ve edebiyat dili olarak kullanılmasını, Türk hükümdarlarının güvendiği Fars aydın zümresinin bulunduğu şehirlerdeki geleneksel “Acem” adetlerini benimsemelerine bağlar.
Mehmet Emin Resulzade’nin “Azerbaycan Şairi Nizami” adlı eseri, Nizami’nin kimliğini ve eserlerinin dilini açıklığa kavuşturan önemli bir akademik çalışmadır. Resulzade bu eserinde, pek çok görüşün aksine Nizâmî’yi bir rekabet malzemesi olarak ele almaz. Nizâmî’nin edebiyat ve düşüncesini bir dünya mirası olarak tanıtmaya çalışmıştır. Resulzade, Nizâmî’nin şiirlerini incelerken, onu Firdevsî ile karşılaştırır ve eserlerinin çoğu Farsça olan bu şairi içerik ve düşünsel süreç açısından incelemeye çalışır. Nizâmî’nin Fars ve İranlı şairler üzerindeki etkisini ele alır ve onun tam olarak bilinmemesinden yakınır.
Resulzade ayrıca farklı yazar ve bilim insanlarının Nizâmî hakkındaki görüşlerini incelemiş ve Azerbaycan kimliğinin yeniden inşasında etkili olabileceğini savunmuştur. Farsça, Arapça ve diğer Avrupa dillerine hâkim olan Rasoulzade’in analitik ve tematik analizi, birçok Doğu münevver ve edibin gölgesinde kalan büyük bir şairi yeniden canlandırmaya çalışır ve Nizâmî hakkında yeni bir bakış açısı sağlıyor.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.